Coğrafi ve stratejik konumu nedeniyle tarihin her döneminde önemini koruyan Kayseri, bu nedenle çeşitli saldırı ve işgallere maruz kalmıştır. Kayseri Kalesi, bu saldırılara ve işgallere karşı tedbir almak amacıyla inşa edilen şehirdeki en önemli yapıdır. Bugünkü Kayseri’nin ilk yerleşim yerlerini içine alan kale ve surlar geniş bir alana yayılmıştır. Kayseri surları hakkında ilk bilgi Roma İmparatoru III.Gordianus zamanına (M.Ö. 238-244) ait olan sikkelerde yer almaktadır. Bu bilgilere göre surlar, ilk olarak III. Yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. Kayseri Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Yamuk bir dikdörtgen biçimindeki iç kale, dış kalenin kuzey surlarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Dış kale ise tarihi şehri güney ve batıdan kuşatarak çevrelemektedir. İç kalenin kuzeyinde yer alan surlar günümüze ulaşamamıştır. Tarihte Kayseri halkı, tehlike zamanlarında dış kale surlarını kapatıp savunmaya geçer, zor durumda kalınca da bugün sağlam olarak şehrin ortasında yer alan iç kaleye çekilirlerdi. Türk fethi öncesinde bir kale şehri görünümündeki Kayseri, ilk savunma hattı olan dış surların içinde kalan bölgede yer almaktaydı. Kale duvarlarının bazı bölümlerinde , islami dönem yapılarından alınmış bezemeli malzeme görülmektedir. Altın kapıdaki arslan heykelleri de bezemeli öğeler arasındadır. Kalenin tamamında kesme taş kullanılmıştır. Dış kale: Kayseri’nin tarihi dış kalesi büyük ölçüde yok olmuş, ancak bugün bazı parçalar ayakta kalmıştır. Dış kalenin Cumhuriyet Meydanı karşısından batıya, Düvenönü’ne doğru uzanan bir kolundan bazı surları ile burç kısımları hala ayaktadır. Tarihi dış kale surları, iç kaleyi merkez alarak güney ve batı yöne doğru uzanmaktaydı. İç kaleden batıya doğru yönelen kuzey surları Kapalı Çarşı’nın girişinden başlar, Roma mezarını içine alır, Düvenönü semtine ulaşır ve buradan güneye dönüş yapardı. Surların batı duvarında iki kapı bulunmaktaydı. Hatıroğlu Camisinin doğusundaki bölümünde Boyacı Kapısı, Kayseri Lisesi’nin doğusundaki bölümünde de Kiçikapı (Aya Vasil kapısı) bulunmaktaydı. Buradan doğuya dönen surlar, şehrin güney tarafını çevreleyerek güney doğu köşedeki Yoğunburç’a ulaşmaktaydı. Surlar üzerinde bugun iki burç bulunmaktadır. Bunlardan biri İzzeddin Keykavus tarafından inşa ettirilen Yoğunburç, diğeri Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan Ok Burcu’dur. İç kale: Selçuklular, Karamanoğulları, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar tarafından tamir edilerek günümüze kadar ulaşmıştır. 1916 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılan iç kale, bugün şehir merkezinde dimdik ayakta durmaktadır. İç kalede 18 burç bulunmaktadır. İç kale surlarında Selçuklu yapılarından alınmış devşirme parçalar dikkati çeker. İç kalenin iki kapısı vardır Doğuda Dizdar Kapısı, güneyde ise Altın Kapı bulunmaktadır. İç kalenin içine sonradan bir çarşı yapılmıştır. Ancak bu çarşı kaldırılıp, yerine kültür-sanat merkezi ve müze yapılacaktır. Bu konuda çalışmalara başlanmıştır. İç kalenin güney ve doğu kapılarının üzerinde 13,15 ve 16’ıncı yüzyıllara ait onarım kitabeleri bulunmaktadır. Kale Camisi İç Kalenin içinde, merkezi tek kubbeli cami, vakıflar idaresindeki kayıtlarda “Fatih Cami-i Şerifi” adıyla belirtilmektedir. Gedik Ahmed Paşa’nın nezaretinde ve Fatih Sultan Mehmed’in fermanı ile yaptırılmıştır. 1467’de Kayseri Karamanoğulları’ndan Osmanlılara geçtiği sırada bu caminin yerinde “Karamanoğlu Mescid-i Şerifi” adıyla harap bir mescid bulunuyordu. Cami daha sonra 1711, 1778, 1886 ve son olarak da 1990’lı yıllarda tamir edilmiştir.